Hayat ; boğaza düğümlenen sır
Ecel hazır,ölüm hazır, Azrail hazır
Zaman çizer yüzüne kırışıkları
Gün ilerler,bedenden bir sır ayrılır
Bir sela okur imam “essela tuvessela”
Falana rahmet etsin der ahali
Sonra unutmak üzere biraz üzülür
Bir fatiha gönderirler,hatırlarsın bu hâli
Can çıkar, huy çıkar, ruh çıkar
Gömülür kara toprağa beden
Zaman çabuk geçmiştir, anlarsın
Ve yıllara teslim olmuştur ömür,bilmeden
Ölüm soğuk,beden soğuk, soluk yok
Yıkanır bedenin, donar buz gibi teninde su
Yalnızlık neymiş o an anlarsın
Üzerine çöker bir sonsuzluk uykusu
Taşınırsın eşin dostun omzunda
Sen yatarsın tahta tabuttur yorganın
Şimdi tam ortasında duruyorsun
Hiç gelmez zannettiğin zamanın
Bir zamanlar bedenindeydi ruhun
Şimdi seni izler dışından
Gidiş sonsuzluğadır,anlarsın
Ruhunun bedeninden ayrılışından
Sonra basar kara toprak bağrına seni
Yaratıldığın gibi toprak ol tekrar dirilene kadar
Sura üflenir dirilirsin yeniden
Ve bir bakarsın manzaranda mahşer var
Etrafın kalabalıktır hiç görmediğin kadar
Teraziye koyulur dünyalık hasenatın
İyilerin fazlaysa sonsuz mutluluk senin
Huriler, gılmanlar, ne muradın varsa o
Kapısı açılır önünde vadedilen cennetin
Ha kötüyse amelin yandın o vakit yandın
“Yarab beni dünyaya gönderiver gideyim”
Geçti derler; geçti, şimdi hesap zamanı
‘Ya da toprak et beni hayvan gibi biteyim’
Desen nafile artık odunusun cehennemin
Dünya cennet bahçesi cehennemlik adama
Dünya cehennem ateşi sonu cennete varana
Allah’a kulluk etmek en büyük mertebedir
Ati İslam’da elbet aklını kullanana .
Yusuf Ay
Yusuf Ay 3